Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) dün Strazburg’da toplandı. AKPM, Osman Kavala’nın Ocak 2024’e kadar serbest bırakılmaması halinde Türkiye delegasyonun oy hakkının askıya alınmasına karar verdi. Gezi davasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilen ve 6 yıldır tutuklu iş insanı Kavala’nın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararları gereği derhal serbest bırakılması çağrısı yaptı.
Karara göre, eğer Kavala, serbest bırakılmazsa Avrupa ülkeleri Kavala’nın cezaevine gönderilmesinde rolü bulunan hâkim ve savcılar dahil görevliler hakkında kovuşturma başlatacak. Kararın ardından Cumhuriyet, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Adem Sözüer ve hukukçu Prof. Dr. Metin Günday ile konuştu.
(Adem Sözüer)
‘HUKUKUN İNKÂRI OLUR’
Hukuki sürece değinen Prof. Dr. Adem Sözüer, “Türkiye Anayasası, taraf olduğu uluslararası anlaşmalar ve kendi kanunlarının gereği olarak AİHM kararlarını uygulamak zorunda. ‘Bu kararları uygulamıyorum’ demek, hukukun inkârıdır ve sorumluluk doğurur. Maalesef 2019 yılından beri AİHM’nin verdiği kararları ısrarla uygulamıyor, Kavala ve onunla birlikte mahkum edilenler serbest bırakılmıyor” dedi.
Sözüer açıklamalarına şu ifadelerle devam etti: “Esasen Hakimler Savcılar Kurulu AİHM kararlarının gereğini yerine getirmeyen hakimlerle ilgili soruşturma başlatması gerekirdi. HSK de bu konuda hiçbir etkili hukuki işlem yapmadı. Böyle olunca Avrupa Konseyi bir süre önce başlattığı yaptırım uygulama sürecine devam ediyor. Bir an önce hukukun en temel gereği olan yargı kararını uygulayarak, bu sürecin durdurmasıdır.”
(Metin Günday)
Prof. Dr. Metin Günday ise “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne taraf olduğunuz sürece Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin vermiş olduğu kararlara uymak mecburiyetindesiniz. Siz bu sözleşmeyi imzalamışsınız. Anayasa 90. maddesinin son fıkrasına göre milletler arası antlaşmalar bizi bağlar. Kanun hükmündedir. Dolayısıyla buna bir kere uyulması lazım. Anayasa Mahkemesi başkanı da ‘Bu karara katılmıyorum’ dedi. Bu karara katılmamak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin tespit etmiş olduğu ihlalin devam etmesini sağlamak demektir. Dolayısıyla hukuken bu mümkün değil” dedi.
AİHM 11 Temmuz 2022 tarihinde Kavala kararının yerine getirilmediğine hükmetmişti.
DIŞİŞLERİ ‘HATA’ DEDİ
Dışişleri Bakanlığı karara tepki gösterdi. Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, AKPM’nin “tarihi bir hataya imza attığı” belirtildi. Açıklamada, “AKPM bu girişimiyle, adli süreçleri siyasete alet etmekte ve diyalog kanallarını kapatmaya yeltenmektedir. Bu, AKPM’nin varoluş nedenini oluşturan demokratik değerlere aykırıdır. AKPM’nin görünürlük kazanmaya yönelik bu pervasızlığı ileride hicapla hatırlanacaktır” ifadeleri kullanıldı.